Hey gidi günler hey. Eski günler. Hatırımda daha ilk CBFtr toplantısına gidişim. Yıl 2006. 250 km de bir CBF250'im var. Yolda korka korka ilerliyorum. Bir yerlerden duydum. Motor koruma demiri diye bir sey varmıs. Motor devrilirse motoru koruyormus. Tabii bilmiyorum ben o zamanlar. Motor bir kere yatarsa, gidip satıcam yenisini alıcam neredeyse. Neyse Şişhaneye gittim aldım. Servise götürdüm, dediler ki bu motorun değil bu koruma demiri. Baska motorun demirini ittirmisler bana. Ulan nereden bulurum, nasıl bulurum? İnternetten araştırmaya başladım. CBFtr çıktı karşıma. o zamanlar motorcu guruplarını hiç sevmem. Öyle serseri gibi... Yalnız kovboyum ben. Takılmam öyle guruplara filan. Neyse bir baslık açıp sordum. Hemen yardımcı oldular, sorunu hallettim ben.
Arada bir siteye bakar oldum sonrasında. Bir gün moralim bozuk, cannım sıkkın. Yapacak bir sey de yok! Bir baktım toplantı filan diyorlar. Rumeli hisarındaki çaycılarda... Eve giderken yolumun üstü. Bir uğrayayım dedim. Öyle sosyal sıkıntısı olan biri de değilim ama tanımam etmem. Bilmem nasıl insanlar? Neyse bir gideyim dedim iste. Değisiklik olur.
Herkes sıcak karsıladı. Bir FormatC kıl kıl konusuyor. ilk görüste sevmedim onu. Hala da sevmem

CBF İtalya'ya bir foto çekip gönderecekler. Hepsi dizildi yanyana. Kim çekecek? İlk toplantım tabii o fotoğrafta olmayı hak görmediğimden kendime ben atladım çektim fotoyu. Anlayacağınız aslında o fotoda ben de varım. Ama kameranın arkasında...
Sonrasında muhabbet sardı anlayacağınız. Toplantılar bulusmalar.... Bir gün unutmam bir tv çekim için tüm ekip toplanıyoruz. Büyük baskan Santiago rica etmis. O zamanlar bu gurup bilinci ayağına birbirine gestapoluk yapanlar yoktu ortalıkta. Ricayla yürüyor her işimiz. Neyse Aco ve Quassar'la bulustuk. Yüzyüze tanısmıyoruz daha. bulusma noktasında tokalastık. Ama forumdan biliyorlar acemi olduğumu. iki CBF 500 biri önümde biri arkamda. Öyle gittik bulusma noktasına. Beni yavrusunu koruyan ördek gibi korudular yeni yeni alısmaya basladığım, İstanbul trafiğinde... Ve ben o gün anladım birlikte yola çıkmak sadece aynı yolda ilerlemek değil. 3 kisi yola çıkınca bir motorda 3 can tasımak demek.
İlk uzun yola gidisimizi de hiç unutmam. Ne ben Kağan dım ne de altımdaki sadece bir motor. Ben oldum bir moğol. Tüm ekip yanyana sürüyoruz atlarımızı. Sanki gezide değiliz de akındayız. Nereye gitsek ilgiler üzerimizde. Hatta moğollara yakısır bir sekilde olay da çıkarttık yolda:)) İstanbul'a döndüğümde bir arkadasıma uğradım. O kadar heyecanlı anlatmısım ki arkadasım ertesi gün yazıldı motor ehliyeti için kursa. İçinde yokmus. Ehliyeti aldı ama hala gidip de çeviremedi B2'e ehliyetini. Heralde biraz korkuyor hala...
E korkmaz mı insan? Aklı olan korkar tabi. Biz de korktuk zaten. Fakaaaat çevrende seninle birlikte yürüyen yoldasların varsa korku dayanılır olur ya iste öyle yürüdük bizde. 2007 ve 2008 ... O kadar gezdik ki birlikte. Her haftasonu bir yerler. Bir olaylar. Toplantılar. Yollar. Bu siteden bir arkadasımla motor sırtında 8 ülke gezdim daha ne olsun. Birlikte çoook ama çok güldük. Arkadaslık dostluk gırla. Bir telefon, kavacık ta köprünün altında bulusma. Ekrem abi de mangal. Gece birer, ikiser gelir herkes. Sonra aç gazı moda da dodurma. Sahil yolunda çamlıkta çay. Maltepede mangal. Gaza mı geldik. Gece vakti ver elini Fener. Anadolu Rumeli farketmet. Bize fener yeter. Karanlık dünyada bir ışık işte daha ne!
Yollar altımızdan hızla geçti. Tatsızlık yaratanlar, tadı tuzu oldular sağolsunlar. Bizim için onlar tümseklerdi. Dostluğumuz da en kralından bir endro. Zıpladık geçtik üstlerinden. Sayelerinde eğlendik. Birbirimizi tanıdık. Dedim ya yollar altımızdan geçti. Zaman da üstümüzden... İsler güçler, evlenmeler, motor satmalar almalar, motor satmalar almamalar hayat iste. Dağıldık tekrar bulustuk. Bulustuk tekrar dağıldık.
Simdi aldığımız yola bakıyorum. Onca sey yaptık. Yol yaptık. Mangal yaptık. Espri yaptık güldük. Yeri geldi kaza yaptık ağladık. Herkesi gibi iste. Yaptıklarımızın bir farkı yoktu. Ama bir yaptığımızın farkı vardı.
BİZ BİR ORMAN YAPTIK. Var mı ötesi. Saka değil gercek. İzmirde bizim bir ormanımız var. Bir dikili tasım olmayan su dünyada. "Öldürür olum seni bu" dedikleri bir makine sayesinde benim bir sürü dikili ağacım var. Biz motora bindik. Havayı bol bol kirlettik. Bir orman kurduk, günahımızı temizledik.
Simdi hiç sevmediğim kadim dostum FormatC isi düsünce arar. Biz de sohbetimizi ederken söyle deriz "Bizim ki gerçek dostluk oğlum, sadece isimiz düsünce birbirimizi ararız. Ve birbirimize hiç kızmayız, niye aramıyorsun lan!" diye. Aynı motorla tek basımıza giderken, yolun kenarında durmus bir motor gördüğümüzde durduğumuz gibi hayat yolunda giderken durmuşuz birbirimize!
Simdi çok mutluyum. Çok sükür hayatım iyi gidiyor. Güzeller güzeli bir kız arkadasım var. Dünyada hiçbir seye değismem. Onun için yıkarım engelleri, enginlere sığmam

Sağlıklıyım çok şükür. İsler güçler iyi işte ne kadar iyi olursa. Var iste ufak tefek sıkıntılar ama kim takar. Sonra arkadaslar bok atarlar ama (Haklılar çoğusunda o da ayrı) bir BMW'em var. K1200r... Durduğu gibi duruyor. Çok binemiyorum işlerden. Ama bir kontak çevirmeye bakar. Aynı bu sitedeki dostluklarım gibi. Her gün görmüyorum ama bir telefona bakar.
Ben bu sitenin 123 üyesiyim. Listede öyle yazıyor. Bakınca sadece bir numara. Çaktınız mı espriyi? O 123 değil aslında. 1,2, 3, başla...